Ana Sayfa
Dolar : Euro : Bist :
Ana Sayfa >>AYNALIK NEDİR? 19.12.2020 20:12

AYNALIK NEDİR?

 1. Bölüm :

Aynalık aslında suçlu aramaktan vazgeçip, işaret parmağımızla birilerini göstermekten vazgeçip kendi iç dünyamıza dönüp baktığınız her şeydir. Kendi hayatımda yaşadığım olayları görebilmem ve çözebilmem için aynalara ihtiyaç duyarız. Bu da hayatımıza çektiğimiz insanlar ve olaylardır. 

Benzer enerjiler benzer enerjileri çeker. Demek ki, hayatıma çektiğim insanlarda bir yerlerde, benimle benzer frekanslarda ki hayatıma çekmişim. O zaman işim hem zor hem de kolay. Biz genelde kolay olanı seçer ve karşımızdakini her zaman suçlarız. Yargılarız. Hayatımızdan göndeririz bir şekilde. Sonra bir bakarız. Daha kötüsünü çekmişiz hayatımıza. Bu hayatta kaçamadığımız tek şey kendimizdir. Alaska’ya bile gitseniz, kendinizden ve yarattığınız çekim alanından kaçamazsınız. 

HAYATIMDAKİ TİTREŞİMİ BEN YARATIYORUM. Hayatımda bir olayı yaşıyorsam, karşıma gelen insan onun aynasıdır. Eğer bugün para hırsı varsa içimde, akşama kadar sürekli para hırsı olan insanlarla karşılaşıyorum. Eğer bugün içimde başarı hırsı varsa, bakın hırs olarak egosal boyutta konuşuyorum, akşama kadar hırslı insanlarla çatışma içerisindeyim. Eğer benim içimde kızgınlığım öfkem varsa hep karşıma kızgınlığı ve öfkesi olan insanlar geliyor. Eğer değişime direniyorsam benim karşıma değişime direnen insanlar çıkıyor. Ben çağırıyorum eşimi, ben çağırıyorum hayatımdaki herkesi ve hayatımdaki bütün titreşimi ben yaratıyorum. 

Bunu kabule geçme kısmı biraz zor gibi ilk başlarda. Anlıyorum sizi. Ben de zorlandım bu kısımda. Aslında bir kere şuna alışsak, yaşadığımız olumsuzluklar için suçlu aramak yerine, dersimizi alıp olayı temizlemeyi seçmek çok daha güzel olacak. Bundan sonra şu kararı aldım; her ne yaşamak istiyorsam bir an önce aynalarıma bakıp, hayat arkadaşıma, kızıma, aileme, sevdiklerime, geçmişimdeki herkese, onların sevmediğim bütün özelliklerini bir kağıda yazıp, oturup aynılarının da bende olduğunu fark etmem gerekiyor. Artık bunu yapıyorum. Karşımdaki insanların özelliklerinin bende de olduğunu fark ettikçe, kendimden bir şeyler çözüyorum. Babama bakarak kendimde en az beş altı tane özellik temizledim. Anneme bakarak kendimde en az beş altı tane özellik temizledim. Anne ve babama bakarak, kardeşlerime bakarak, hayatıma bu güne kadar çağırdığım insanlara bakarak birçok şey fark ettim kendimde ve bunları temizlemeye başladım. Aynalık budur. 

Aynalık aslında suçlu aramaktan vazgeçip, işaret parmağımızla birilerini göstermekten vazgeçip kendi iç dünyamıza dönüp baktığınız her şeydir. 

2. Bölüm:
 

Biz bu güne kadar hayata hep farklı boyutlardan baktık. Hayatın içerisinde hiçbir zaman ilahî bir boyuttan bakmadık, hep insanî bir boyuttan baktık ve hayatımızdaki herkesi sürekli yargıladık. 

Karşıdaki insana öfke duyuyorsanız o da size öfke gönderir. Karşıdaki insana sevgi gönderiyorsanız o da size sevgi gönderiyor. Karşınızdaki insanın değişmesini istiyorsanız eğer, sevgilinizin, eşinizin, çocuğunuzun, yapmanız gereken çok basit. Onlara iyice bakın, onlardan öğrenmeniz gerekenleri öğrenin. 

Kendinizin içine dönüp, kendi iç dünyanızı tamir edip toparladığınız zaman, karşınızda ki insanların sizinle olan sınavları bitiyor. Sizinle olan aynalıkları da bitiyor. Yani kısa bir zaman içerisinde muhteşem bir şekilde karşı taraftaki insanlar değişiyor. Bunu bizzat yaşadım ve binlerce danışanım da yaşamaya başladı. 

İlginç bir aynalık örneğini sizlerle paylaşmak istiyorum: Bir gün bir bayan geldi karşıma ve üzgün bir şekilde şunu söyledi; “kocam çok öfkeli bir insan ve beni dövüyor”. Dedim ki; “Büyük ihtimal sende kendi içinden eşine söyleniyorsundur ve elinde imkan olsa sende ona dersini vereceksin, gününü göstereceksin.” Büyük bir heyecanla “EVET” dedi bayan. Şu an şiddete uğruyorsan, kocana duyduğun içsel öfkedendir. Sen iç dünyandan bir şiddet yaratıyorsun, ondan da sana patlayarak sesli ve davranışsal olarak geri geliyor bu şiddet. İşte bu noktada bayan dondu kaldı bir süre. “Hiç böyle düşünmemiştim” dedi. İşte bu bir farkındalıktır... 

SEVGİ GÖNDERİYORSANIZ O DA SİZE SEVGİ GÖNDERİYOR

O yüzden şunu söylüyorum insanlara; içinizden geçirdiğiniz aslında karşınızda ayna olarak yansıyor. Karşıdaki insanın düşüncesini öğrenmek istiyorsanız, sizinle ilgili olan düşüncesini öğrenmek istiyorsanız, bunu bir ayna olarak düşünün. Siz onunla ilgili olarak ne düşünüyorsanız, o da sizinle ilgili olarak büyük ihtimal aynısını düşünüyordur. Daha fazlası ya da daha eksiği değil. Karşıdaki insana öfke duyuyorsanız o da size öfke gönderir. Karşıdaki insana sevgi gönderiyorsanız o da size sevgi gönderiyor. 

Biz bu güne kadar hayata hep farklı boyutlardan baktık. Hayatın içerisinde hiçbir zaman ilahî bir boyuttan bakmadık, hep insanî bir boyuttan baktık ve hayatımızdaki herkesi sürekli yargıladık. “Senin yüzünden öyle oldu; sensin bunun suçlusu; parasızlık yüzünden böyle oldu; kardeşim yüzünden böyle oldu; karım yüzünden kocam yüzünden böyle oldu; ailem yüzünden böyle oldu.” 

KENDİ İÇİME DÖNÜP BAKMAYI SEÇTİM 

Hep suçlayacak, hep yargılayacak birilerini aradık hayatımızda ve gerçekten de başardık, bulduk. Biz bunları yaparken bir şeyleri gözden kaçırdık. Aslında biz çekiyoruz bu insanları hayatımıza. Biz yaratıyoruz bu gerçekliği. Biz bunları görürken yapmamız gereken aslında çok basit: “Neden ben şu anda karşımda bu insanla beraberim? Ya da neden şu an bu insan benim hayatıma girdi? Ya da bu olaydan ben ne öğrenmeliyim?” bunları sorgulamamız gerekiyor. Bu soruları sormaya başladıktan sonra, suçlu aramayı bıraktım. Kendi içime dönüp bakmayı seçtim. 
Eskiden yaptığım şu
; ya eşimi suçlardım, ya ortağımı suçlardım, ya annemi, ya babamı, ya kardeşimi, ya da kendimi suçlardım. Ülkemi suçlardım, muhakkak suçlayacak bir şeyler bulurdum. Bunları yaparken de hep haklı çıkmaya çalışırdım. Etrafımda ki aynaların kıymetini hiç bilmezdim. Şimdi değiştirdim bakış açımı ve çok farklı bakmaya başladım olaylara. 
Şimdi bakış açım şu; eğer şu an hayatımda öfkeli biri varsa ve bana öfkesini anlatıyor. Ben de, neden hayatıma öfkeli birini çektim? diye sormaya başlıyorum. Şu an öfkeli biri varsa hayatımda, evet onu hayatıma ben çağırdım, sorumluluğunu alıyorum. Bana kendi içimde ki sakladığım öfkeyi bana davranışlarıyla gösteriyor. Ona teşekkür ederim. 

Şimdi diyeceksiniz ki “Canıma okudu bu kişi ve ben şu anda ondan özür diliyorum.” Lütfen biraz sabırlı olun. Her şey kolay ve basit aslında! Karşımdaki insan benim iç dünyamın bir aynası! Unutmayın, sevmediğimiz hoşlanmadığımız insanlarda özellikle nefret ettiğimiz insanlarda bizimle ilgili ipuçları var. Onlara baktığınız zaman bu ipuçlarını göreceksiniz. Ben artık eskisi gibi yapmıyorum. Değiştirdim bakış açımı ve diyorum ki; “Bülent şu an senin karşında kıskanç bir insan var. Acaba sen hayatının neresinde kıskançlık yapıyorsun, acaba hayatının neresinde bir başkasını kıskanıyorsun ya da herhangi bir şeyi kıskanıyorsun.” Şimdi karşıma danışan olarak biri geldiğinde, dediği zaman “Ben kocamı kıskanıyorum”, bir bayan bunu söylediğinde ya da bir adam “Ben karımı kıskanıyorum” dediğinde, ben kendi içime dönüp bakıyorum; “Acaba ben hayatın neresinde neyi kıskanıyorum”. Eğer benim çocuğum bana bağırdıysa, bana öfkesini anlattıysa acaba benim içimde bastırdığım ve gözden kaçırdığım bir öfkem mi var ve bana onu mu göstermeye çalışıyor? 

Bir bayan geldi ve bana diyor ki; “Kızım çok inatçı, asla benim sözümü dinlemiyor. Bir adamla birlikte oldu. Ondan hamile kaldı. Adam da ‘Ben bu çocuğu istemiyorum, seni de istemiyorum’ deyip kızımı terk etti. Kızıma diyorum ‘Bu çocuğu aldıralım’ diye. Kızım öyle bir inatçı, öyle bir inatçı ki bebek şimdi 4 aylık oldu ve aldıramıyoruz bebeği. İnat ediyor ve ‘Ben bu bebeği doğuracağım diyor.” Bu onun seçimi fakat konu bebeği aldırması da değil. Konu anneye yaşattığı sıkıntı. Anneye dedim ki “Sen inatçı mısın?” “İnatçıyım,” dedi, “hem de çok inatçıyım.” “Peki kızına baktığında kendini görüyor musun?” “Tabii ki kendimi görüyorum,” diyor, “kızım da çok inatçı, tıpkı benim gibi.” İşte senin dersin burada. Eğer sen inatçı olmasaydın, eğer sen inatçılığını temizlemiş olsaydın, bu kızında da temizlenecekti. Kızın şu an inatçılık yapmayacaktı. İpuçlarını yakalamaya başladınız mı ? 

Hayat aslında bir enerji. Düşüncelerinin ve bilinçaltının neler yarattığını gördüğün, duyduğun zaman, hissettiğin zaman, gerçekten karşı taraflar hakkında yargılamayı, eleştirmeyi, suçlamayı bıraktığın zaman bütün hayatın değişmeye başlıyor. 

3. Bölüm

Eğer benim ilişkimde bir sorun varsa, karşımdaki kişiyi eleştirmek ve suçlamak yerine yapmam gereken şey “Ben bu sınavı hayatıma nerden çağırdım?” demektir. 

İnsanları suçladıkça hayatımıza suçlayacağımız insanları çekeriz. Kaç zamandır bu dünyadasınız ve ne kadarını mutlu geçirdiniz? Lütfen dürüstçe bir düşünün. Çalıştığım çoğu insanın bir ortak noktasını buldum. Hepsi de çevreleri tarafından anlaşılamadıkları, değerlerinin bilinmediği ve bolluk bereketin onlara gelmediği konusunda hemfikirler. 

Aslında olaya daha objektif yaklaşmamız gerekiyor. Bizim hayatımızda sorun yaşadığımız insanlar aslında bizim yansımalarımızdır. Bizler için ayna görevini görürler. Bunu şöyle örnekleyelim; Güneş en tepede olduğu zaman kendi ışığını görebilir mi? Bizler de mükemmel zamanlarımızda kendi ışığımızı göremeyiz ve yaşadığımız sorunlar sona erdiğinde kendi değerimizi anlamış bir bilinçle yolumuza devam ederiz. Bu yüzden yaşadığımız olaylardan ders almalıyız. 

BU SINAVI HAYATIMA NERDEN ÇAĞIRDIM 

Eğer benim ilişkimde bir sorun varsa, karşımdaki kişiyi eleştirmek ve suçlamak yerine yapmam gereken şey “Ben bu sınavı hayatıma nerden çağırdım?” demektir. Yani “Ben bu öfkeyi ve kızgınlığı neden yaşıyorum?” diyerek kendimize sormamız gerekiyor. Karşı tarafta suç ve hata aradığın zaman, hiçbir şey elde edemezsin. O sadece senin iyiliğin için bir sorun çıkarttı ki sen toparlanabilesin. 

Kaç zamandır bu dünyadasınız ve ne kadarını mutlu geçirdiniz? Lütfen dürüstçe bir düşünün. Birini suçlarken aslında kendimizi de suçluyoruz. Kişiler bize aynalık yaptıklarında işin kolayına kaçarak karşı tarafı suçlarız. Aslında dönüp içimize bakmamız gerekiyor. Ve insanları suçladıkça hayatımıza suçlayacağımız insanları çekeriz. Çünkü evrene şu mesajı gönderiyoruz; “Benim suçlayacak insanlara ihtiyacım var” Bu yüzden evren bize dert ve tasa gönderiyor ki, insanları suçlayabilelim. 

Bazı insanlar kurban psikolojisine giriyor.. “Zaten ben böyleyim” dediklerinde kendilerini de suçluyorlar. Bunu yaptıklarında da onların kendileri hakkındaki düşüncelerini doğrular nitelikteki olayları çekiyorlar hayatlarına. 

Aynalık, eğer sizinle konuşurken içimden öfkelenmek geliyorsa ve geriliyorsam bendeki bir özellik, sizde de var. Ve ben bunun farkına vardığım için geriliyorum. Sizi bir şekilde yargılamam için benim o duyguyu tanımam gerekiyor. Örneğin; eleştirilme korkum varsa, arkamdan beni eleştiriyorlardır. Ya da başkaları için yaşıyor ve “El alem ne der?” lafını sıklıkla kullanıyorsam, insanların beni yönlendirmelerine izin veriyorumdur. Bu yüzden bu kişiler hayatımıza bizi uyandırmak ve aynalık yaparak korkularımızdan temizlenmemize vesile olmak için gelirler. 

Benim başarısızlık korkum varsa eleştiriliyorum ve o zaman ben kendime dönüp ve kendimle konuşuyorum “Evet benim başarısızlık korkum olduğu için insanlar beni eleştiriyor” gözlemini yapmam gerekiyor. 

KİŞİLER BİZE AYNALIK YAPIYOR
 
Benim size söylemek istediğim. “Kesinlikle ve kesinlikle insanları yargılamayın, eleştirmeyin, suçlamayın, hatalarını aramayın ve bundan sonra işaret parmağınızla birini gösterirken unutmayın, diğer üç parmağınız da sizi gösteriyor”. Karşınızdaki insan size bir şey göstermeye geldi. Karşınızdaki insan sizin içinizde bilmediğiniz bir şeyi size aynalık yapmaya ve hatırlatmaya geldi. Lütfen ona bakın ve aynada kendinizi tanıyın. 

Aynalık! Tekrar özetliyorum. Öfkelendiğimiz ve sinirlendiğimiz kişiler bize aynalık yapıyor. Etrafınızı gözlemleyin kim sizin canınızı sıkıyorsa bilin ki o kişinin içinde sizinle ilgili bir sır vardır. Bu yüzden o sırrı bulmaya ve görmeye niyet edin. Yargılamak yok, suçlamak yok, parmağımızla göstermek yok. Hata aramak yok. Bundan sonra hayatımıza hangi insan gelirse gelsin, bu adam niye böyle bağırıyor, bu kadın niye böyle yapıyor diye düşünmek yerine, ben şu an bu olaydan ne öğrenmeliyim, buna niyet ediyorum, deyin ve cevaplarınızı almaya başlayın. 

Sevgiyle 
Bülent Gardiyanoğlu
Yaşam–Nefes Koçu ve Kuantum Düşünce Tekniği Geliştiricisi – Yazar 

http://www.bulentgardiyanoglu.com 
http://www.evreninilahidili.com Facebook: http://www.facebook.com/evreninilahidili1 Twitter: http://twitter.com/bgardiyanoglu

YAZARIN KATILDIĞI TV PROGRAMLARI: 
CINE 5 (HERŞEY GÜZEL OLACAK): http://www.youtube.com/watch?v=kSnoGIPNPOI&feature=plcp 
SHOW TURK(ERKAN SERÇE İLE RENGÂRENK):http://www.youtube.com/watch?v=6cRQOgTQcUA&feature=plcp 
KIBRIS GENÇ TV(YUDUM ALTAY İLE BİR YUDUM SOHBET):http://www.youtube.com/watch?v=z-M3PDdyJtg&feature=plcp 
BARIŞ TV( MELTEM’LE YAŞAMA DAİR):http://www.youtube.com/watch?v=eMYKcQgSojI&feature=plcp 
ADA TV(GÜNAYDIN ADA):http://www.youtube.com/watch?v=TeXQRqfCUOA&feature=plcp EURO D(EYLEM AKSIN ZAMANI):http://www.youtube.com/watch?v=pzndPUn3T5w&feature=plcp 
BURSA TV(RENKLİ AYNA):http://www.youtube.com/watch?v=TeDTXe7S-4Y&feature=plcp 
CINE 5(FARKLI BİR GÜN): http://www.youtube.com/watch?v=pIRSiQO9luk 
KIBRIS AS TV(YILBAŞI ÖZEL): http://www.youtube.com/watch?v=CTedv0M77-E 
ADA TV(KADINCA): http://www.youtube.com/watch?v=bKAyZFypgvM 
LINE TV(GÜN ORTASI HABERLERİ):http://www.youtube.com/watch?v=ov7ISNWUbEs&feature=plcp 

Kendinize ve Sevdiklerinize daha bilinçli olarak yardım etmeye ve farkındalık katma zamanınız geldiğine inanıyorsanız lütfen yazıyı okumaya devam ediniz. BU KAMPA KİMLER, NEDEN KATILMALI ? -Hayatınızın kontrolü elinizde mi? – İstediğiniz noktaya bir türlü gelemiyor musunuz? – Çevrenizdeki insanların etkisi altında mı kalıyorsunuz? – Hayallerine ulaşan insanların şanslı olduğunu mu düşünüyorsunuz? – İsteklerinizi sürekli erteliyor musunuz? – Yorgun ve mutsuz mu hissediyorsunuz? – Mali durumunuz sizi rahatsız mı ediyor? Para size gelmiyor mu? – İstediğiniz şeyleri yapmak için sürekli zamanım yok cümlesini mi kullanıyorsunuz? – Yaptığınız işten memnun değil misiniz? – Evinizde mutlu, huzurlu ve bolluk bereket içerisinde değil misiniz? – Kâbuslu rüyalar mı görüyorsunuz? – Kafanızın içi karışık, düşüncelerinizi toparlayamıyor musunuz? (Dikkat Dağınıklığı) – Aksiliklerin ve sıkıntıların sürekli sizi bulduğuna mı inanıyorsunuz? – Aynı sıkıntıları sürekli olarak tekrar tekrar yaşıyor musunuz? – Evinizde ve/veya iç dünyanızda hak ettiğiniz huzura? Bolluk Berekete? Başarıya? İç huzura sahip misiniz? – Ani öfkelenmeleriniz / parlamalarınız var mı? – Geçmişinizde sizi üzen? Kıran? İçinizde yer etmiş kızgınlıklarınız! Kırgınlıklarınız! Öfkeleriniz var mı? – Sürekli hastalanıyor musunuz? – Terkedilmekten! Aldatılmaktan! Yalnız Kalmaktan! Anlaşılmamaktan! Hastalanmaktan! Ölümden! Başarısız olmaktan! Kaybetmekten! İflas Etmekten!(zarar Etmekten) Anlaşılamamaktan! Kıskanç Olmaktan! Üretmemekten! Verimli Olamamaktan! Yok Olmaktan! Geçmişe Takılı Kalmaktan! Kendinize yada karşınıza Güvensizlikten! Çaresizlik! Yetersizlik! Tercih Edilmeme! Dışlanma! Güçsüzlük! Aşağılanma! Kandırılma! Değersizlik! İstenmeme! Kendini İfade Edememe! Ve bunun gibi birçok sebepten dolayı korkularınız mı var? Neden dünyaya geldiğinizi, yaşam amacınızın ne olduğunu, neden bu korkuları, sıkıntıları tekrar tekrar yaşadığınıza bir anlam veremiyor musunuz? - Çocuğunuzla sağlıklı iletişim kurabiliyor musunuz?  – Zaman zaman onu anlamadığınızdan şikâyet ediyor mu? – Çocuğunuzun geleceği için en iyisini isterken onun potansiyellerini daha iyi bilemediğinizi mi düşünüyorsunuz? – Kuşak çatışması mı yaşıyorsunuz? – Ergenlik sorunları sizin evinizin de baş sorunu mu oldu? – Okulda başarılı olmaları için neler yapılacağını mı düşünüyorsunuz? – Kendine güvenli, başarılı ve mutlu çocuk yetiştirmek her ebeveyn gibi sizin de hedefiniz mi? – İyi anne-baba olmak için elinizden gelen her şeyi yaptığınıza inanıyor musunuz? ***BU SEMİNERE KATILMAK SİZİN İÇİN ŞAŞIRTICI BİR DENEYİM OLACAK!!! Bu sorulardan sadece birine bile evet cevabını verdiyseniz, Bülent Gardiyanoğlu’nun Mucizeler Seminerine katılmak sizin için şaşırtıcı bir deneyim olacaktır. Şu anda bulunduğunuz yer ile olmayı hayal ettiğiniz yer arasındaki mesafeyi ortadan kaldırmak için adım atma zamanınız gelmiştir. GÖREMEDİĞİNİZ NOKTALARI KEŞFEDECEKSİNİZ UNUTMAYIN ZAMANINIZ ÇOK DEĞERLİ… İnsanları durduran yeni bir şeye başlama, adım atma korkusudur. Kendilerine sürekli engeller koyup, neden başaramayacaklarına dair inanılmaz fikirler üretirler. Bu da yetmiyormuş gibi çevrelerindeki insanların cesaret kırıcı sözleriyle karşılaşırlar. Daha başlamadan vazgeçilmiş işlerle, fikirlerle, projelerle kuşatılmış durumdayızdır. Mucizeler seminerlerimizde yıllardır aradığınız birçok sorunun cevabını bulacağınıza inanıyoruz. Hatırlayın!  Engellere takılıp kalacak  tek bir saniyemiz yok… Mutlu olmak, iyi koşullarda yaşamak, hayatınızdan zevk almak en doğal hakkınız!  Ve kendiniz için BİR ŞEYLER YAPMA ZAMANINIZ GELDİ! HAYATINIZI BAŞKALARI İÇİN DAHA NE KADAR ERTELEMEYİ DÜŞÜNÜYORSUNUZ ?? NOT: YAPILAN BU ÇALIŞMALAR ’’EVRENİN İLAHİ DİLİ-UYANIŞ’’ KİTABINDA YAYINLANMIŞTIR… 

Sevgi ve Işıkla

sex shop sex shop sex shop sex shop sex shop sex shop sex shop fethiye sex shop

http://www.haberty.com/
*© Her hakkı saklıdır. İzinsiz gösterilemez, çoğaltılamaz.
haberyazilimi.com - © Copyright