DOĞUM GÜNÜ KUTLAMA UNUT GİTSİN, SEN SADECE YOLCULUĞU YAŞA

E-Posta Gönder

Sevgili dostlarım aşağıda okuyacağınız yazımı geçen yıl yeğenim için kaleme almış ve sosyal paylaşım sitesinde yayınlamıştım gelen güzel tepkiler gösterdi ki bu fikre birçok insanın da ihtiyacı varmış.

O sebepledir ki daha çok paylaşım daha çok uyanma adına sizler için ilk olarak bu yazımı seçtim. “ Sevgili yeğenim Baran Sana Doğum günün kutlu olsun demeyeceğim ayrıca sana maddi bir hediye almadım , almayacağım da zira senin buna ihtiyacın olduğunu sanmıyorum. Hiçbir eksiğin yoktur, ve ailen hepsini temin etmiştir , edecektir de. Şayet kabul edersen sana ömür boyu kullanabileceğin bir yaşam felsefesi hediye etmek isterim. Hazır mısın !!! Bu kutladığın son doğum günün olsun ( hemen panik yapma ! ) Allah uzzzunn ömürler versin. Doğum günü kutlamak aslında Yaşlanmayı ve beraberin de Ölümü davet etmektir. İnsan vücudu hormon salgıladıkça gençleşir , dinamikleşir ve yaşama daha sıkı sarılır, ergenliğin bitimine müteakip bir kaç yıl için de ( yaklaşık 23 yaş sonu gibi ) vücudumuz belli hormonları salgılamayı keser ve sosyal öğretilerin de devreye girmesiyle birlikte ( askerlik , evlilik , iş veee işten emekli olama merdivenine ilk basamak ) işte bu yaşlanmak için ben hazırımın beynine verdiği en büyük EMİR dir. Beynimiz çookkk zeki ve inanılmaz bir organdır ancak onun da kusurları var tıpkı ona benzemeye çalışan bizim bilgisayarlarımız gibi sen de bilirsin ki bilgisayarlar inanılmaz işleri inanılmaz bir mükemmellikte yaparlarken aynı zamanda da bilgisayarın efendisi olan programcılar ona ne yüklerse onu yaparlar kötü bir programcı bilgisayarına 2 x 2 = 5 sonucunu öğretirse o bilgisayar asla ve asla 2 x 2 = 4 olduğunu bilmez. Yanlış programlar ve yanlış sonuçlar üreten bir bilgisayar da herkes bilir ki hiçbir işe yaramaz , çok iyi bir koşucu ters yöne doğru koşar ise ne kadar hızlı olursa olsun hiçbir zaman yarış kazanamaz. Beynimiz de böyle yanlış komutlar almaya çok müsaittir mesela bir kaç yıl önce Elif yengen Romatoid Artrit adlı bir hastalık geçirdi , sonun da öğrendik ki bu hastalığın kabaca tanımı şuymuş ; eklem bölgelerin de sorun var diye beyin merkezine bir sinyal gidiyor hemen beyin o bölgeye hastalıkla savaşmak üzere askerler ( hücreler ) gönderiyor ( bu hücreler tıpkı paralı askerler gibi işi mutlaka yapıyorlar ) hücreler oraya vardıklarında sinyal yanlış olduğundan savaşacak bir hastalık mikrobu bulamıyorlar ancak dedik ya bunlar paralı asker gibi savaşacak hastalık mikrobu bulamayınca başlıyorlar sağlıklı hücreleri yok etmeye işte o zaman da vücut kendi kendini imha etmeye başlıyor ve gelsin dayanılmaz ağrılar. Sonra Elif yengen kuzenin Mustafa`nın doğumuyla ortaya çıkan bu hastalığı yıllarca çektikten sonra en küçük kuzenin Ali Eren `e hamile kaldıktan sonra kafasına şu düşünceyi ekti bir doğumla geldi bu hastalık ve diğer doğumla gidecekti ve şuan da ilaçlarını yaklaşık 10 - 12 aydır neredeyse hiç kullanmıyor ve ağrı da yok. Gördüğün gibi tıbbi bir gerçeklikte bizim felsefemizi destekliyor. Gelelim senin yapacaklarına doğum günlerini unut ve asla kutlama yaşlanmayı , emekli olmayı falan aklından çıkar her zaman bulunduğun anı keyifle yaşa geçmiş ve gelecekle uğraşma her nefes alışında yani an da yapman gerekenlerin en iyisini yap , kitap okuyorsan gerçekten oku o satırlar arasın da adeta dans et , spor yapıyorsan tüm organlarınla spor yap , müzik dinliyorsan notalarla uç bunları yaptığın sürece yaşlanmayacaksın hep genç kalacaksın. Kutlamayı bırakamıyorsan ilk başlarda alıştırma olsun diye doğum günlerini küçülmek olarak kutlayabilirsin mesela bu yıl bir yaş daha küçüldüm diyebilirsin. Bunu yapan var mı ? diye merak ediyorsan Ajda Pekkan örneği vermeyeceğim o başka evrenden olabilir ama Hakan Peker `e bakabilirsin adam 55 yaşında bak bakalım çevrendeki 55 yaşındakilere benziyor mu ? Mesele şu ki gelip gitmeye odaklanma, gelme ile gitmenin arasındaki yolculuğu keyifle yaşa. 

Sevgilerimle 
Çetin ÇAKIR