Affetmek
demek, gidip o kişiyi sarıp, sarmalayıp ben seni affet
Belki çok geç
belki tam vaktinde, ama sanırım tam vaktinde… Ben affet
Geçenlerde, benim hayatımın kurtarıcısı çok kıymetli Bülent Bey seminerinde kendi arı hikâyesini anlatmıştı. O hikâyesini anlatırken benim içim acıyor, gözlerim doluyor ve bana bir şeyler oluyordu. Ne olduğunu anlamıyordum… Sürekli aklımda o arı hikâyesi dönüp duruyordu. Ve sürekli Allah’ım bana bu arı ne mesaj veriyor lütfen hatırlat diyordum. Ben günün birinde arılar tarafından tam 21 yerimden şişlenmiştim. Ve bu arı hikâyesini paylaştığım bir arkadaşımın ısrarla bana “21’ e bak” demesi üzerine hatırladım…
Yaklaşık 4-5 yaşlarında baş parmağımdan bir arı sokmuştu beni, çok çanım yanmış ve ona çok kızmıştım, dolayısıyla o yaşta da affetmeyi bilmeyeceğim için o arıyı affedemedim, oysaki affetmeliymişim... Sonra 7 yaşımda bir arının üzerine oturmuştum ve tabi ki yine bir arı beni sokmuştu. O zaman daha farklı kızmıştım, Arı sanki bana saldırmıştı, bedenime tecavüz etmişti. Çok kızmıştım… Meğerse onu ve onun hakkında yürüttüğüm fikirlerimi de affetmem gerekiyormuş ama ben affetmemişim. Aradan birkaç yıl daha geçti ve bir arı kovanındaki arılar tarafından tam 21 yerimden şişlenmiştim. Kaşım, gözüm, elim, kolum her yerim balon olmuştu. Aynı anda 21 arı ve bende 21 iz… Şimdi oturup şöyle bir saydığımda aşağıda yazacağım konuya ait 22 kişi ile 22 ayrı tecrübe yaşamıştım… Bana saldırdığını düşündüğüm bir arı ve sonrasında 21 arı ve karşıma çıkan 22 kişi…
İlkokulda iki kişi tarafından (sınıf arkadaşlarım) yaklaşık 2 yıl süreyle, okula yapılan ek bina inşaatında tacize uğramıştım. Ne öğretmenim ne de ailem vardı beni anlayacak… Tek başıma o inşaat bitene kadar tehditler altında her teneffüs saati bunu yaşadım durdum. Çok ezildim, yerlerdeydim, perişandım ve yanımda kimse yoktu, yapayalnızdım. Ne yapacağını bilmeyen aciz küçücük bir kız çocuğuydum. Onlara kin ve öfke kusuyordum ve affetmedim tahmin edeceğiniz gibi…
Sonra ne mi oldu? 13 yaş civarlarında, hayatta sevdiğim tek kişi olan, onunla olduğumda zaman dursun istediğim dayım tarafından tacize uğradım. 6-7 gece kadar aynı odada kalmak zorundaydık ve ben bu süre boyunca her gece onun tacizlerinin tecavüze dönmemesi için boğuştum. Yorgun düşüp uyuduğunda da yatağımda pikeme sımsıkı sarılmış, yatağın içinde büzülmüş, nefes bile almadan korku içinde sabah olmasını beklemiştim. Kimseye diyemedim, çünkü ailemin inanmayacağına adımdan daha çok emindim. Onları tanıyordum, dayımı da tanıyordum, asla inanmazlardı ama ben acı içinde bunları yaşadım ve onu HİÇ affedememiştim…
Nitekim yıllar sonra bir şekilde annem bunu öğrendiğinde beni akıl almaz şekilde suçlayıp birde kardeşine hoş geldin demediğim için okkalı bir şekilde dövmüştü. Çok kızmıştım, bildiğiniz gibi değil, o an orada annemi de dayımı da parçalayabilirdim… Artık annem yoktu… Ne gözümde ne de kalbimde…
Yaşanmışlıklarım ve affedemediklerim gittikçe artıyordu… Farkında bile değildim ama kendi kısır döngümü yaratıyor ve yaşıyordum kendi kinim ve nefretimle… Uykudayken bunu anlamıyorsun ne yazık ki… Sen sanıyorsun ki, suçlu dışarıdakiler, sana bunları yaşatanlar…
Bu kadar olaydan sonra artık ben bitmiştim, kendimi çöp gibi hissediyordum. Ama bir yandan da bir sevgilim olsun, tutunacak bir dalım olsun, beni hayata bağlasın, beni sevsin istiyordum… Ve oldu…
Bir sevgilim
vardı artık ve ilk buluşmamıza gittim heyecan ve mutlulukla… Sonuç tecavüz… Ve
nefret zincirine bir halka daha…
Artık
bitmişti, taciz ya da tecavüz yoktu hayatımda, çünkü artık biliyordum, bütün
erkekler aynıydı ve hepsi bedenim için peşimdeydi… Beni ben olduğum için seven
hiçbir erkek yoktu ama bedenim için her şeyi bırakıp gelirlerdi…Eşlerini bile.!
Artık kendimden öyle vazgeçmiş
Hepsi bu kadar değil elbet… Daha neler var affedemeyip hayatımda büyüttüğüm… Benim gözümde İşkence olan yaşanmışlıklar var mesela… Yalanlar, dolanlar var, aldatılmalar var… Var da var… Eğer içim yaz derse, onları da paylaşacağım sizlerle…
Ama şimdi
uyandım ve kendi huzurum, kendi mutluluğum, kendi hayatım için tüm bunları oturup
tek tek affettim. Hepsi yaşanması gereken sınavlarımdı, yaşadım, dersimi aldım
ve şimdi onları gönderme vakti. Artık sadece ben varım, her koyun kendi
bacağından asılır… Ben 22’lik sınavımı verdim. Şimdi o kadar rahatım ki, çünkü
değerliyim ve kimseye kullandırılacak bir bedenim yok… Artık “hayır”
diyebiliyorum karşıma çıkanlara bir 23. Kişi olmayacak bende böyle bir iz
bırakan. Çünkü affettim ve kabule geçtim… Hiç birinin de bundan haberi yok,
olması da gerekmiyor zaten, önemli olan benim içimin temizliği…
Şimdi demek istediğim; AFFEDİN… Kendiniz için, kendi hayatınız ve mutluluğunuz için… Bırakın gitsin sizde iz bırakanlar yara açanlar, bırakın gitsin ve yerlerini hayatın mucizeleri doldursun, mutluluk dolsun onların yerine, huzur dolsun… Koşulsuz sevgi dolsun tüm hücrelerinize… Hepsi mutlu olsun kendi hayatlarında bırakın. Siz kendi yolunuza gidin onlar kendi yoluna… Onların yolundan çıkma vakti artık. Ben sadece teşekkür ediyorum benim hayatımdan böyle geçip gidenlere… Bugün çok sancılıda olsa yeniden doğmama, hayatı tatmama sebep oldukları için.
Hayatta
affedilemeyecek hiç kimse ve hiçbir olay yok arkadaşlar. Sadece bunu isteyin,
yani kendinizi içinde sıkışıp kaldığınız kısır döngünüzden çıkartın… Dışarıda
hayat var, bir daha bulamayacağınız… Kaçırmayın bu güzellikleri… Kendinizi
sevmekle başlayın işe, kendinizi sevin, affedin ve hayatın mucizelerine açın
kendinizi… Göreceksiniz üzerinizde taşıdığınız yükleri bir bir bıraktığınızda
karşınıza ne kapıların açıldığını, hayatınızın nasıl muhteşem şekilde
değiştiğini… İnanın gerçekten, yeniden doğacaksınız…
Siz bunu hak ediyorsunuz…
Siz değerlisiniz…
Her ne
yaşadıysanız yaşandı ve bitti…
Her şey sizin hayat sınavınızdı, hepsinden notunuzu aldınız, şimdi hayatın size cevap verme vakti.
Hayata yani kendinize izin verin…
Sizi seviyorum
Sevgi ve ışık sizinle olsun