Ana Sayfa
Dolar : Euro : Bist :
Ana Sayfa >>Zamanın Birinde 16.08.2013 14:09

Zamanın Birinde

Zamanın bir yerinde bir çiftlikte hayatını geçiren, ekim dikim ve hayvancılıkla geçimini sağlayan garip bir köylü yaşarmış. Her sabah erkenden, gün ağarmadan kalkar daha kahvaltısını bile yapmadan günlük işlere koyulurmuş. Bir gün bir sabah kümese vardığında şöyle bir etrafa bakınmış, çil horoz gerile kasıla dolanıyor, garip tavukların her biri, sağda solda derleniyor. Kimileri henüz folluktan inmemiş, çiftçi bir sigara telliyor, koca hayatını gözden geçiriyor sigarasından çektiği her yudumda. Çok düşünmemek lazım diyor sigarası bitince ve hollukları yoklamaya başlıyor, Yumurtaları teker teker sepete koyuyor ve bir de ne görsün hollukların birinde bir altın yumurta var. Çiftçi şaşkın tabi, biri şaka mı yapıyor diye etrafına bakınsa da sonunda anlıyor ki tavukların birisi altın yumurtlamış. Altın olup olmadığına da kanaat etmek için sarrafa da gösteriyor, artık emin oluyor ki tavuk altın yumurtluyor. 
Bizim çiftçi her sabah erkenden gider ve altın yumurtayı alır, bir gün, bir hafta birkaç ay derken, yumurta kesiliyor. Çiftçi nasıl olur diyor bu tavuk yumurtlamadı mı ki acaba, yoksa başkası mı aldı, o mu bu mu? Bir süre sonra hala daha yumurtlamıyor. Bizim çiftçi başlıyor sinirlenmeye, nasıl yumurtlamaz, o kadar arpa verdim, mısır verdim, sonunda açgözlülük ve sabırsızlık iyice artar, günlerce altın yumurta beklemekten sıkılır. Tavuğu öldürerek içindeki bütün yumurtaları almaya karar verir ve bir gün tavuğu yakalar, içindekileri almak için keser ve malum sonuç, içinde yumurta yoktur ve tavuk ölür. Çiftçi altın yumurtlayan tavuğu öldürmüştür.
Anlattığım bu öyküde de yumurtaya “ürün”, tavuğa da “üretim yeteneği” diyelim. Hayatımızda bizler ciddi sorumluluklar taşıyoruz. Yönettiğimiz sevk ve idare ettiğimiz firmalarımızda ki, insan kaynağı da bir biçimiyle bizim tercihlerimizle

­ şekilleniyor. Her tercihimizin bir yansıması oluyor. İyi bir ağabey, iyi bir patron iyi bir mesai arkadaşı olabilirken zaman zaman tersi durumlarda da olabiliyoruz. Burada iyilikten bahsettiğim şey tabii ki etkililiktir. Etkililik eldeki kaynakları en iyi şekilde kullanarak mümkün olan en iyi sonucun alınması demektir. Bizler zaman zaman süreç yönetimlerinde fazla ürün odaklı olduğumuzda üretim yeteneğini ihmal ediyoruz. Etkili bir yönetici, ürün ve üretim yeteneği arasında, hep optimal olanı yakalamak durumundadır. Öyle ki, ürünü önemsemeyip üretim yeteneğinin derdine düşerse amacı üretmek olan bir sistemin özünden uzaklaşmasına sebep oluruz dolaysı ile üretim de kayıp olacağı için, etkili bir sonuç doğuran ilişki olmayacaktır. Tam tersi olursa yani ürün odaklı olursa üretim yeteneğini ihmal edeceği için, üretimdeki sürekliliği ve devamlılığı sağlayamayacak ve öyküdeki çiftçinin durumuna düşecektir. Çiftçi de ürünün peşine düştüğünden, ürün alamayınca açgözlülük ve sabırsızlık da iyice artınca üretim yeteneğini öldürmüştü. Sonunda asla bir daha altın yumurta alamayacak hale geldi. 
Oysa ne yapmalıydı çiftçi, bu tavuk neden yumurtadan kesildi? Altımı ıslak? Yemi mi farklı oldu? Diye bir şekilde değişen iklim şartlarını sorgulamalı ve olası değişiklikleri planlayıp tekrar aynı iklimi oluşturmalıydı.­ Çiftçi böyle yapmak yerine kolayı seçip direk tavuğa yöneldi. Üretim yeteneğinin üretememe sebeplerine bakmayı, onları düzeltmeyi aklına bile getirmedi. Peki bizler ne yapıyoruz? Performansı düşen üretim yeteneklerine ne yapıyoruz? İşten mi atıyoruz? Yoksa onların zayıflayan üretim kabiliyetlerini­ tekrar mı kazanmalarını sağlıyoruz. Elbette ki bunu yapan ve yapmayan firmalar var. 
Mart ayının başından beri İSKAV bir takım eğitim projeleri gerçekleştiriyo­r. Bu projeler aslında bir biçimiyle sektörün “üretim yeteneği” ‘ni mi geliştirdiğinin­ yoksa ürüne mi odaklandığının turnusol kağıdı. Belki inanmayacaksını­z ama ben söyleyeyim yaklaşık yirmi beş bin kişi e-posta yoluyla bu eğitimlerden haberdar oluyor. Sektör magazinleri, sektör dernekleri, sosyal paylaşım siteleri, mail gurupları v.b. bütün sektörel iletişim araçları kullanılmaktadı­r. Bu kadar iletişim kullanılarak başka bir organizasyon yapılsa muhtemelen binlerce kişi gelebilirdi. Ancak konu eğitim olunca katılım sayısı inanılmaz derece de düşük. Yirmi kişilik salonlar da planlanan eğitimler ortalama 13 kişilik katılımlarla gerçekleşiyor. Oysa bu sayı bunun çok üstünde olması gerekirdi. 
Ben hikayedeki çiftçi gibi ürün peşine düşen sektörden çok, üretim yeteneğini geliştiren sektörün gelecekte herkese daha iyi ürün vereceğine inanıyorum. Bir gün herkes üretim yeteneğine yatırım yapmak zorunda kalacak bunu gecikmeden yapanlar her zaman kazançlı çıkacaktır. Saygı ve sevgiler.
izmit escort | ankara escort | antalya escort

http://www.haberty.com/
*© Her hakkı saklıdır. İzinsiz gösterilemez, çoğaltılamaz.
haberyazilimi.com - © Copyright